Şarap sektöründe yaşanan tüm zorluklara rağmen ve bütün bunları bilerek yine de bu yola baş koyan üreticileri takdir etmemek mümkün değil. Finans profesyoneli olarak iş yaşamına başlayan bir bankacının şarap üretmenin büyüsüne kapılarak kurduğu Sagavin, bu örneklerden birisi.
Adını destan anlamındaki saga ile şarabın batı dillerinden birçoğundaki kök sözcük olan vin sözcüklerinin birleşiminden alan Sagavin mikro ölçekli üreticilerden birisi. İşin lokomotifliğini üstlenen kurucusu ve kendisine destek veren yakın çevresiyle şarap üretimini sürdüren Sagavin bir kısmı kendi bağlarından bir kısmı anlaşmalı bağlardan sağladığı üzümlerle şarap üretiyor.
Şarap üretiminin ne denli zorlu bir uğraş olduğunu anlamanın en doğru yolu, bir sezonu bu sürecin içinde yaşamak olmalı. Eğer kendi bağlarınız varsa zaten bir çiftçi şapkanız var demektir. Asmaların ilk gözlerinin yeşermesinden budamalara, zararlılarla sürdürülecek savaşta seçtiğiniz üretim biçiminin kurallarına uygun mücadele yöntemlerine, sizi hazırlıksız yakalayan don olaylarına, zamanında yağmayan yağmura, zamansız yağan yağmura, hasılı her türlü iklim ve doğa sürprizine hazır olmak zorundasınız. Her şey yaşanıp salkımlarınız ortaya çıktığında seyreltmeleri yapmak, olgunlaşmayı takip etmek ve en uygun zamanda hasadı yapmak; şarap yapmaya başlamadan önce bütün bu zorlu aşamaları tamamlamanız şart. Ancak bütün bunlar tamamlandıktan sonra sıra şarabı yapmaya geliyor.
Şarap başlı başına bir ekspertiz. Genel doğrular ve kurallar olsa bile şarap sübjektif yanı ağır basan artizan bir ürün. Üstelik siz ürününüzü yalnız kendiniz için üretmiyorsunuz. Şarabınızı beğenecek şarap severler olmalı ki ürün satış şansına ulaşsın ve şaraphaneniz varlığını sürdürebilecek finansal dengeye kavuşabilsin.
Sagavin, bu zorlukların tümüyle başa çıkarak yedi çeşit şarabıyla şarap severlerin karşısına çıkıyor. Yaklaşık on iki bin şişelik üretimiyle hem sevdiği işi yapmayı tercih eden bir girişimcinin zevkle çalışacağı bir şaraphaneyi yönetmesine hem de ürettiği şaraplarla gönül bağı kuran bir müşteri kitlesi edinmesine fırsat veren bir mikro işletme burası. Üretmenin getirdiği zorluklara bir de idarî zorluklar ekleniyor haliyle. Bizim ülkemizde şarap üretimi yapmak kolay değil. Üstelik işin içinde alkol olması neredeyse her türlü ilave vergi yükünün bindirilmesini adeta meşru kılıyor.
Uğur Aslan bankacılıktan ayrılıp şarap üretimini esas işi olarak seçtiği için pişman değil. Yaptığı işi tutkuyla sevdiğini işini ve ürünlerini anlatırken gözlerinin parlamasından anlıyorsunuz. Etrafında bu işi başarıyla sürdürmesi için büyük bir özveriyle destek veren aile efradının olması ise en büyük sermayesi.
Biliyorsunuz, WAYANA menüsünde yalnız Türk şaraplarına yer veriyoruz ve bütün şaraplarımızı dileyen konuklarımız kadeh olarak alabiliyor. WAYANA menüsünde Sagavin’in birisi roze, ikisi kırmızı olmak üzere üç şarabı yer alıyor. Sagavin’in portföyü büyüdükçe yeni şaraplarını da şarap severlerle paylaşmaktan büyük zevk alacağız.
Yolun açık olsun SAGAVİN!