WAYANA’nın açılış saati öncesinde telefon çalınca hangimiz oradaysak cevap veririz. Tesadüf, benim bulunduğum zamana rastladı Zeynep Hanım’ın telefonu. O günler, Forbes dergisinin WAYANA’yı İstanbul’un en iyi şarap evi olarak anons ettiği günlerdi. Telefondaki ses haberi gördüğünü, bizi kutladığını, kendilerinin de Muğla yöresinde şarap ürettiklerini ve tanışmak istediğini söylüyordu. Büyük bir memnuniyetle kendisini davet ettim. Asarcık Şarapları’yla ilk temasımız böyle gerçekleşti.

Asarcık, Marmaris’in son yıllarda turizmle öne çıkan Bozburun ve Selimiye köyleri arasında, aynı adı taşıyan yörede bağları ve hemen yanındaki şaraphanesiyle bizi heyecanlandıran bir üreticimiz. Şarabın kadehe gelinceye kadarki öyküsüne duyarlı her şarap sever Asarcık’ın yudumlanan her şarabında nasıl bir emek olduğunu kolayca fark eder.

Asarcık bağlarını çevreleyen alanın (şimdilik) Hazine arazileri olması ve inşaat alanlarının dışında kalması üreticiye organik bağcılık yapma fırsatı sağlamış. Organik bağcılık zorlu ve iddialı bir seçim; bağcılığın özellikle zararlılarla mücadelesinde yükü çok arttıran yanları var. Ama ödülü, göğsünüzü gere gere söyleyebileceğiniz yapay kimyasallardan etkilenmeyen üzümleriniz olduğu ve bunun belgesi. Asarcık, bu zorluğu göze almış.

Bağcılığın ve şarapçılığın zorluğunu anlamak aslında zor olmasa gerek. Bunun en başında siyasi anlayış ve bürokrasinin yarattığı idari güçlükler var. Hem küresel hem mikro klimanızın yarattığı, sürprizlerle dolu bir tarım operasyonunu yürütmeniz gerekir. Uzmanlık gerektiren ve ahkâm kesenlerin çok olduğu şarap camiasına ürünlerinizi sunmak ve kabul ettirmek gibi pazarlama ve satışı büyük gayret gerektiren bir işin yükü var. Ama bütün bunlara rağmen dişini tırnağına takıp yoluna devam etmek konusunda gözünü kırpmayan şarap üreticileri var. Asarcık, bu grubun seçkin bir örneği.

Asarcık’ın bir başka yanını da söylemeden geçmek olmaz. Ailenin olgun jenerasyonu ve izleyen kuşak bağların ve şaraphanenin ayrılmaz bir parçası olmayı göze almışlar. Yeni gelen üçüncü kuşak yavaş yavaş bu uzun yolculuğun kendilerine dönük yanlarıyla tanışmaya başlamış. Şarabın bir maraton koşusu olduğunu bilerek faaliyetini sürdüren üç kuşak bir arada komposizyonuna sahip Asarcık. Bu koşuda nefeslerinin açık olmasını diliyoruz.

Biliyorsunuz, WAYANA’nın ayırt edici ürün gruplarının başında endemik üzümlerden yapılan şaraplar geliyor. İkinci niş ürün grubumuz da natürel şaraplar bölümümüz. Asarcık şarapları arasında WAYANA Şarap Menüsünün her iki grubunu da zenginleştiren örnekler bulunduğunu görünce önceliğimizi bu şaraplara verdik.

Bu şarapların ilki yörenin Muğla Karası olarak adlandırılan kırmızı şaraplık üzümü. Bu üzümün öyküsünü bir başka yazıda uzun uzadıya kaleme alacağız. Muğla Karasından yapılan kırmızı şarap artık menümüzün değerli bir parçası.

Natürel şaraplar menümüze Asarcık’tan üç ekleme yaptık. Eksikliğini duyduğumuz Öküzgözü ve Boğazkere monosepaj natürel şaraplarıyla bu iki üzümün kupajı olan Öküzgözü-Boğazkere natürel örneği artık menümüzün bir parçası. Endemik ve natürel şaraplara değer veren WAYANA konuklarını bu yeni şaraplarımızı tatmaya bekliyoruz.