Aşağıdaki yazı, Kuzubağ Şarapları’na hayat veren ailenin ikinci kuşak temsilcisi Aslı Kuzu tarafından kaleme alındı. WAYANA olarak şarap kültürünün tamamlayıcı ögelerinden etiketin üreticiler açısından taşıdığı önemin bilincindeyiz. Etiketler konusundaki paylaşımlarımızı bundan sonra da sürdüreceğiz. Kuzubağ Şarapları’nın etikete bakışını Aslı’nın ağzından dinliyoruz.

Şarap üretme işine ilk girmeye karar verdiğimiz zaman etiketin ne denli önemli ve hatta hayati olabileceğinin farkındaydık – çünkü kendimiz de etiketlere ve tasarıma hep dikkat ediyoruz ve güzel bir tasarıma bakmaktan çok keyif alıyoruz.
Etiketimizi kim tasarlasa sorusu ise bizde hiç yankılanmadı çünkü çocukluk arkadaşım, Londra’da yaşayan tasarımcı Elif Tanman’la beraber bir şeyler yapmak her zaman hayalimizdi. Hemen ona artık zamanın geldiğinin müjdeli haberi verdim ve birlikte beyin jimnastiği yapmaya başladık.
Elif’in tasarımsal gözü ve vizyonuna çok güvenmekle birlikte onunla çalışmanın benim için anlamlı taraflarından biri de 10 yaşımızdan beri şaraphanemizin ve bağlarımızın bulunduğu memleketimiz Hançalar’a birçok kez beraber gitmiş olmamız. Yani kendisi aslında bu kasabaya, bu çevreye, insanlara, coğrafyaya hâkim ve bizim şaraphane hayalimize de yıllardır ortak birisi. O yüzden benim için ayrı bir anlamı da var.
Her zaman sade, minimal ve negatif alanın daha fazla olduğu, bağırmayan, sessiz bir şekilde iddiasını gösterip ayrışan bir etiket yapmak istediğimizi biliyorduk. Sadece yazı kullanılarak oluşturulan tasarımları da çok beğenmekle birlikte, bir figür olması fikri bana hep daha sıcak ve akılda kalıcılığı artıran bir şey olarak gelmiştir. Bu düşünceler ışığında sevgili Elif araştırmalarına başladı ve bölgede bulunan antik kentlerden çıkarılmış paralara ve bunların üzerindeki figürlere denk geldi. Kimi elinde bir kadeh tutan, kimi ise şerefe yapar gibi hareketler yapan bu figürler aslında bölgede bin yıllardır şarap üretildiğini de bize gösteren şeyler adeta.
Elif, ilk ilhamını bu çizimlerden alıp etiketlerimizin üzerindeki figürleri oluşturdu. Şarap birlikte içilmeye, paylaşılmaya yönelik bir içki olduğu için de birlikte şarap içen, bundan keyif alan figürler yarattı. Elif’in bu ilk çizimlerine, ablamın ressam olan eşi Tom Fellows bazı minik dokunuşlar yaptı ve hepsini aynı çizim dilinde revize etti. Sonuç olarak ortaya sade, negatif alanın ön planda olduğu, kendi içinde eğlenceli ve sempatik bir etiket çıktı. Şaraphanemiz de, şaraplarımız da zarif ve sade bir şekilde iddiasını ortaya koyuyor diye düşünmek istiyoruz. O yüzden etiketlerimizle birlikte tüm Kuzubağ’ın ana felsefesi bir bütünlük oluşturuyor diyebiliriz.
4 adet kırmızı monosepaj serimizin (Öküzgözü , Shiraz, Cabernet Sauvignon, Merlot) etiketlerindeki figürler ise bölgede çok büyük yeri olan dokumacılıkta kullanılan hayat ağacının farklı kültürlerde kullanılan sembolleri. Hayat ağacının sonsuzluğu sembolize etmesi bize de bu şarapların ve üzümlerin her zaman var olduğunu ve var olacağını hatırlatıyor.
Öküzgözü – Shiraz şarabımızda kullandığımız “eli belinde” motifinin bereketi sembolize etmesi ise bizim için anlamlı. Figürün iki kere kullanılması iki üzümün blendi olduğunu bize gösteriyor. Elif’in bu motifi tekrar tasarlaması sayesinde ise motifin kendimize has ve özel bir versiyonunu oluşturmuş olduk. Bu şarap iki tane farklı üzümün kol kola girmesiyle oluşmuş, aynı Elif ve benim çocukluğumuzdaki gibi kol kola geziyorlar. ☺
Hemhâl şarabımız ise en ağır etiketlerimizden biri ancak aynı zamanda yine kendi tarzımız ve tasarım dilimizden çok uzaklaşmak istemedik. Bordeaux blend’in Kuzubağ yorumunu ürettiğimiz bu şarap için, kilim motiflerinin Kuzubağ versiyonunu üretmek istedik. Elif, K harfine ve aynı zamanda kıvrılan köşeleriyle asmanın tellerde tutunduğu zamanı da anımsatan bir motif oluşturdu. Şarabımızın ismini ön planda tutmak için onu büyük yazıp motifimizi ise sadece kabartma kullanarak kağıda işledik. Böylece biraz gizemli, biraz da ağır ve bağırmadan kendini gösteren bir etikete ulaşmış olduk.
Şarap Türkiye’de çok ciddi bir içkiymiş gibi algılanıyor. Yapanlar ciddi, içenler ciddi, her şey çok ciddi. Halbuki biz keyifle bağlantılı bir şey üretiyoruz. O yüzden etiketlerimizde de özellikle ciddi ve sert olmak istemedik. Geleneksel ve eski dünya etiketlerinin üzerimizde yarattığı etkiyle, etiketteki albeniyi yaldızlara, varaklara bağlayabiliyoruz bazen. Ancak daha modern ve farklı tasarımları sevenlerin etiketlerimizden çok hoşlandığını görüyoruz. Bu da çok normal tabii zevkler ve renkler meselesi. ☺ Sonuç olarak bizim umduğumuz; eğlenceli, sade, derdini anlatabilen, iddialı ama bağırmayan ve iyi tasarlanmış bir etiket olarak algılanması yönündedir, beğenip beğenmemek konusu ise herkesin kendi zevkine kalıyor tabii ki. Günün sonunda, iyi bir etiket o şarabı bir kere satın aldırabilir ama ikinci defa gidip satın alınması için asıl içindekinin iyi olması gerek, bunu da unutmamak lazım!
