Bekri Mustafa

B e k r i M u s t a f a

Facebook
Twitter
LinkedIn

Kültür tarihimize baktığımız zaman gerçekle mitin bir araya gelerek yarattığı kahramanlarla karşılaşırız. Nasrettin Hoca bunlar arasında ilk akla gelenlerden birisidir. Her biri zekâ pırıltısı taşıyan fıkralarıyla ünü geniş bir coğrafyaya yayılan Nasreddin Hoca kadar olmasa da Bekri Mustafa da, şarap düşkünü kimliğiyle ön plana çıkan tarihsel karakterlerden bir başkasıdır.

 

Gerçekle mit içi içe giriyor demiştik ya, aslında yaşadığı zaman dilimi de tartışmalıdır Bekri Mustafa’nın. Yaygın kabulleniş IV. Murat’ın padişahlık dönemini de içeren 17. yüzyıl olmakla beraber araştırmacılar arasında 19. Yüzyılı işaret eden farklı görüşler olduğunu da belirtelim. Ama yaşadığı dönem ne olursa olsun Bekri Mustafa’nın mahir bir yorgancı çırağıyken tutulduğu kara sevdayla darmadağın olduğu ve içki tutkusunun bundan sonra başladığı konusunda herkes hemfikir. İstanbul’u o çok renkli kalemiyle anlatan Reşat Ekrem Koçu İstanbul Ansiklopedisi’nde, önceleri ayyaş anlamında kullanılan bekri kelimesinin, son üç yüz senedir ‘Bekri Mustafa’ olarak kabul gördüğünü yazar.

 

Bekri Mustafa’yı en iyi anlatacak olan O’na atfedilen fıkralar olsa gerek. Bu fıkralardan birisini paylaşmadan Bekri Mustafa’yı kafamızda resmetmek mümkün olmaz.

 

Bekri Mustafa Üsküdar iskelesinde kayıkçılık yaparken tebdil-i kıyafet gezen IV. Murat ve Sadrazam Bayram Paşa kayığına binmişler. Sahilden açılıp görünmeleri zorlaşınca Bekri şarap testisini çıkarıp birkaç yudum içmiş. Sultan Murat:

-Baba testiyi uzat, bir yudum da ben içeyim, demiş.

Mustafa gülerek

-Sen içemezsin oğul, içindeki su değil şarap, diye cevap vermiş.

Padişah:

-Niye içemeyelim? deyince

-Tahammül edemezsiniz, belli mi olur, hem kendinizi hem de beni yakarsınız, demiş.

Neticede Padişah ısrar edince testi elden ele dolaşmaya başlamış. Sonunda Sultan Murat:

-Baba, sen Padişah yasağından korkmaz mısın? diye sormuş. Bekri Mustafa:

-Korkarım ama Padişah beni burada nerden görecek? demiş.

Padişah:

-Ya ben haber verirsem? deyince Bekri:

-Veremezsin, sen de içtin, kellelerimiz beraber düşer, diye cevap vermiş.

Bunun üzerine iyice çakır keyif olan Padişah:

-Ya ben padişah, bu adam da Sadrazam Bayram Paşa ise? deyince Bekri kürekleri atıp basmış kahkahayı:

-Seni köftehor! Ben demedim mi tahammül edemezsin diye! Şunun şurasında iki yudum şarap içtiniz, biriniz Padişah, biriniz Vezir olmaya kalktınız.

 

Söylenen odur ki Bekri Mustafa ölünce Balık Pazarı’ndaki meyhanelerin arasına gömülmeyi vasiyet etmiş. 1980’li yıllarda Balık Pazarı’nın da içinde bulunduğu semtin düzenlemesi yapılırken vasiyetinin yerine getirildiğini bulunan mezar taşından anlıyoruz. Fakat daha ilginci, mezarının buradan alınarak Şeyh Abdürraif Şamadani türbesine nakledilmesi. Özetle:

– İçki içmeyi yasaklayan bir dinin hüküm sürdüğü ülkede yaşa;

– Sarhoşluğun dillere destan olsun ve adeta bir halk kahramanı ol;

– Sonunda ziyaretgâha dönüşen bir türbe mezarın olsun!

Bu da herhalde eşine az rastlanan bir yanlışlıklar komedyası örneği olsa gerek.

 

Bekri Mustafa’yla ilgili iki kaynak kitap var. Bunların birisi Türk Edebiyat Tarihinin gölgede kalmış değerli yazarlarından birisi olan Osman Cemal Kaygılı’nın “Bekri Mustafa” adlı romanı. Diğeri Dr. Abdulkadir Emeksiz’in “Bir İstanbul Kahramanı: Bekri Mustafa” adlı akademik çalışması.

 

Kültür Envanteri kayıtlarında işaretli olan Bekri Mustafa’nın bulunduğu türbeye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://kulturenvanteri.com/tr/yer/bekri-mustafa-ve-seyh-abdurraif-samadani-turbesi/#12.05/41.03635/29.02267

 

Dr. Abdulkadir Emeksiz’in kitabıyla ilgili tanıtma yazısının linki:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/157522

Katerina Monroe
Katerina Monroe

@katerinam •  More Posts by Katerina

Congratulations on the award, it's well deserved! You guys definitely know what you're doing. Looking forward to my next visit to the winery!