TURKISH WINE—A HERITAGE REBORN

T U R K I S H W I N E A H E R I T A G E R E B O R N

Facebook
Twitter
LinkedIn

Türkiye’nin Şarap Mirasına Işık Tutan Bir Kitap

İnanç Atılgan ve Bronwen Batey editörlüğünde hazırlanan ve tam adı ‘TURKISH WINE—A HERITAGE REBORN: FROM OLUS TO VINOLUS’ olan kitap, aslında merkezine Oluş Molu’yu alıyor ve Oluş Molu’nun özellikle şarap üreticisi kimliğinin verdiği perspektifle Türk şarapçılığına odaklanıyor.

Kitap bölümler halinde düzenlenmiş ve her bölüm farklı yetkinlikleri olan özgün kalemler tarafından yazılmış. Seçilen başlıklar ülkemizin kültürel anatomisine gastronomi, şarap ve turizm açılarından bakmamızı sağlıyor.

Kitabın giriş yazısını editörler kaleme almışlar ve yaptıkları yazar seçimleriyle ilgili kriterlerini okurlar için özetlemişler.  Her ne kadar içinde bulunduğumuz dönem geleceğe dönük iyimserliğimizi gölgelese de yine de giriş yazısının kapanış cümleleri enseyi karartmamamız konusunu bize hatırlatıyor.

Avusturya Cumhurbaşkanı’nın Turizm Sekretaryası Başkanı olarak atadığı Susanne Kraus-Winkler kaleme aldığı yazısında, kendisinin birinci elden deneyimlediği Kapadokya şarapçılık geleneğinde Vinolus’un organik bağcılıkla hedeflediği gelecek fikrinin kendisini nasıl heyecanlandırdığını kelimelere dökmüş.

Lojze Wieser butik Türk şarap üreticilerinin son yıllarda gösterdikleri baş döndürücü performansın uluslararası yarışmalarda da karşılık bulduğunu, bunların parlak bir geleceğin işareti olduğunu işaret etmiş. Üç butik üreticinin paydaşı olduğu Wine Bridge Türkiye girişiminin, Türk şaraplarının yabancı pazarlara erişiminde kilit rol oynayacağına olan inancını belirtmiş.

Karadağ’ın bir dönem Türkiye Büyükelçisi olan Perisa Kastratovic, gastrodiplomasinin kritik önemini ve kendisinin Kapadokya ziyareti deneyiminin bunun nasıl yetkinlikle uygulanabildiğini gösterdiğini anlatmış. Hemen bütün kültürlerde yeri olan ‘kalplere giden yolun mideden geçtiğini de söylemeden edememiş.

Vinolus’un wine-maker’ı Jose Hernandes’in Türkiye gibi şarap konusunda derin çelişkiler yaşayan bir coğrafyaya gelişindeki en önemli motivasyonlardan birisinin Kayseri’de Oluş Molu’nun şahsında bulduğu anlayış ve vizyon farkının olduğunu duymak da kulağa hoş gelen bir tespit.

Slovenyalı şef Jorg Zupan, Osmanlı’nın kendi yaşadığı topraklarla Kapadokya’nın yerel lezzetlerinin nasıl muazzam bir damak deneyimi yarattığını, şarap ve yemeğin yarattığı benzersiz uyumun kendisini nasıl büyülediğini paylaşmış.

Göknur Güldoğan birkaç sayfa içinde birkaç bin yılı özetlemeyi başarmış. Var olan anlayışın, ne olursa olsun, bu toprağın DNA’sına işlemiş olan şarap kodunu ortadan kaldıramayacağını anlatan yazı, üstünde oturduğumuz sermayenin büyüklüğünü yeniden hatırlatıyor bize.

Erciyes Üniversitesi eski rektörü Mehmet Şahin ile Oluş Molu’nun kız kardeşi Azra Seyok’un Molu ailesi ve bir kardeşin gözünden ablasının tarifi yazıları, kitaba bir yandan tarihsel bir soyağacı ağırlığı, öte yandan da kardeşini anlatmaya doyamayan bir naif kardeş dokunuşu katmış.

Yakın arkadaşı Aysu İnsel, Oluş Molu’nun hem insan hem yönetici hem filantrop kimlikleriyle Kapadokya’nın ziraat, şarap ve turizm alanına olan katkılarını spesifik noktaların altını çizerek dile getirmiş.

Aynı zamanda kitabın editörlüğünü üstlenen İnanç Atılgan, şampanya üzerinden şaraba uzanarak kitabın bir atıf kitabı kimliğinin dışına çıkmasını sağlayan içerikle buluşturmuş bizleri, bu da kitabın içeriğine önemli bir denge katmış.

Süray ve Doğuhan Atış, ülkemizin çorak şarap kitaplığına kattıkları ‘Toprak ve Şarap’ kitaplarıyla adeta bir vaha yaratmışlardı. Elimizdeki kitabın bir bölümü, yazarların yukarıda atıfta bulunduğumuz kitaplarından alıntılanmış ve adı da ‘Asmadan Şaraba: Vinolus’un Anadolu’daki Serüveni’ olarak konmuş. Bir üretici olarak Vinolus’u son derece iyi anlatan bir yazı bu.

Pınar Akkaya Anadolu’nun şarap dünyası içindeki yerini hem tarihi perspektifi hem de yaşanmakta olan değişimleri kusursuzca harmanlayarak özetlemiş ve yazının sonunu Vinolus’un şarap felsefesiyle bağlayarak nefis bir sentez yapmış.

Kalecikkarası üzümünün yaşadığı klon seçiminin öyküsünü sevgili hocamız Sabit Ağaoğlu birinci ağızdan bizler için kaleme almış. Şarapların adlandırılmasında bölgenin yerini üzümün almasındaki değişim sürecini de böylece ilk elden kayıt altına alma fırsatımız oldu.

Gözdem Gürbüzatik, kendisinin de bir parçası olduğu Türkiye’nin Miras Asmaları (HVOT) projesi de dahil, üretim olanağı bulan yerel şaraplık üzüm çeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesi için yürütülen çalışmaları, Türkiye’nin sahip olduğu ve yitirdiği değerleri sistematik bir yazıyla paylaşmış. Güncel hafızalarda yer etmesi açısından yayınlanan yazısının önemi büyük.

Kitapta sondan bir önceki yazı ekonomik açıdan şarap sektörünün var olan ve yaratabileceği kapitalizasyonu ele almış. Profesyonel bankacı olmanın getirdiği serin kanlı değerlendirmesiyle Yasemin Altınyay tarihsel akışı içinde şarabın yaratmış olduğu ekonomik hareketi referans alarak yaratabileceklerinin projeksiyonunu bizlerle paylaşmış.

Kitabın son yazısı JRE-Jeunes Restaurateurs Genel Sekreteri Hans van Manen tarafından kaleme alınmış ve teşkilatın perspektifinden Türk mutfağı ve şarabının bir deneyim olarak neler sağlayabileceği konusunda zihin açıcı bir yazı ortaya çıkmış.

Tam da İhtiyacımız Olan İçerikler

TURKISH WINE—A HERITAGE REBORN: FROM OLUS TO VINOLUS kitabı, ülkemizin çok zengin olmayan şarap yayınlarının düzeyini yukarıya doğru taşıyarak önemli bir katkıda bulunmuş. Vinolus’u ve Oluş Molu’yu böyle bir eseri kazandırdığı için kutluyor, başta İnanç Atılgan olmak üzere esere yazılarıyla hayat veren yazarlara teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Katerina Monroe
Katerina Monroe

@katerinam •  More Posts by Katerina

Congratulations on the award, it's well deserved! You guys definitely know what you're doing. Looking forward to my next visit to the winery!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir