UÇMAKDERE

U Ç M A K D E R E

Facebook
Twitter
LinkedIn

Uçmakdere’nin Firuze şaraplarıyla ilk tanışmamız profesyonel şarap etkinliklerinden birisinde oldu. Yan yana yüzlerce şarabın yer aldığı tadım salonlarının en büyük güçlüğü sizi serseme çevirmesidir. Bir yandan sektördeki dostlarınızın salonun hemen her yerine dağılması sonucu pek çok durak vermeniz, aldığınız kısa bilgileri kaydetmeniz, birbirine karıştırmadan tattığınız şarapları hıfzetmeye çalışmanız, öte yandan profesyonel tadım seanslarına ayırmanız gereken zamanı ayarlamanız oldukça zorlu iki gün yaşamanızı gerektirir. Ama bu iki gün içinde tanımaktan zevk aldığınız yeni yüzler de girer hayatınıza. Işıl Bulutsuz bu tarife uyan bir kazanım olmuştu o etkinlikte.

Uçmakdere aslında geçmişi çok eskiye uzanan bir şaraphane. Bölge, Osmanlı döneminde de şarap yapım merkezi olarak zaten kayıtlarda yer alıyor. Kara yoluyla ulaşımın bugün bile çok rahat olmadığı bölgeye Osmanlı dönemindeki esas ulaşım deniz yoluyla yapılırmış. Kıyıdaki şaraphanelerde üretilen şaraplar büyük fıçılar içinde denize itilir ve açığa yüzdürülürmüş. Açıklarda bekleyen gemiler ağlarla fıçıları yakalayıp gemiye alır, Galata limanına götürerek hem İstanbul’un şarap ihtiyacını karşılar hem de ihraç edilecek şarapların oradan yüklenmesini sağlarmış.

Bugün var olan yapıların geçmişiyse TEKEL zamanına uzanıyor. TEKEL’in özelleştirilmesi sonrasında satışa çıkarılan tesisi 2012 yılında şimdiki işletmeciler satın alıyorlar. Bir geçiş süreci yaşanıyor bu el değişikliğinden sonra. Şaraphanenin yeni bir kimliğe kavuşması için biraz zaman geçmesi gerekiyor. 2018 yılından sonra işletmeyi devralan ailenin içinden şaraba odaklanan bir bireyin çıkmasıyla bugünkü şaraplara evrilen süreç başlıyor.

Işıl Bulutsuz, yukarıda tarif ettiğim neredeyse kaotik etkinlik ortamının içinde, yaptığı şarabın heyecanını iliklerine kadar hissettiğini sizinle konuşurken hissettiren coşkusuyla dikkatimizi çekmişti. Aynı etkinliğin değerlendirme bölümünde şaraplarından birisinin altın madalyayla ödüllendirilmesi esnasında aynı heyecanın dışavurumunu tekrar gözleme fırsatımız oldu. Işıl’la WAYANA’da bir araya geldiğimiz zaman da bu coşkuyu koruduğunu, yaptığı ve hâlâ da yapmayı sürdürdüğü şaraplarıyla kurduğu derin duygusal bağı hissettik.

Şarap, üreticisinden fedakârlık talep eden bir iş. Üstelik bu fedakârlık çok uzun bir zaman dilimine yayılıyor. Yalnızca şarap yapımcısının aldığı kararlarla şekillenebilen, kontrol edilmesi kolay bir süreç değil. Şarap yapımcısı olarak kontrol edemediğiniz değişkenlerin size izin verdiği ölçüde özgürsünüz. Doğası bu kadar zorlu olan şarap üretiminin bir de yasal ve siyasi zorluklar kısmı var. Dönemden döneme farklılık gösteren bu alanın etkilerini de üretici göğüslemek zorunda.

Uçmakdere Şarapları Firuze serisi, adını taşın isminden alıyor. Şarap etiketlerinin üzerinde kullanılan firuze taşı görselini yine Işıl’ın ağzından ve O’nun heyecanıyla dinledik. Simge olarak kullanılan taşın üzerindeki, ancak dikkatli bir gözle bakıldığında fark edebilecek, ayrıntıları gösterdikçe bu grafik çalışmanın bile nasıl ince ince işlendiğini, yalnız şarabı değil, şarabı çevreleyen bütün alanlar harcanan emeği ve katılan sevgiyi işe gördük.

Uçmakdere’nin WAYANA menüsünde yer alan şarapları yapımcısının tutkusunu yansıtıyor. Üzümler tanıdık olsa da onlara can veren ellerin kattığı yorumlar şarapları farklılaştırmış, özgün kimlikleri daha belirgin hale gelmiş. WAYANA’yı bir sonraki ziyaretinizde uluslararası üzümlerden yapılan şarapları tercih ediyorsanız Işıl’ın şaraplarına da bakmanızı öneririz.

Katerina Monroe
Katerina Monroe

@katerinam •  More Posts by Katerina

Congratulations on the award, it's well deserved! You guys definitely know what you're doing. Looking forward to my next visit to the winery!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir