ŞARAPTA SAHTECİLİK: RUDY KURNAIWAN Vakası
Sahte şarap deyince hemen endişelenmeyin. Günlük kullanımda karşımıza çıkan şaraplardaki sahtecilikten değil koleksiyon değeri olan şaraplardaki sahtecilikten bahsedeceğiz. Elbette yakın tarihli rekoltelerde de yolsuzluklar belki vardır ama burada anlatacağımız şarap sahteciliği çok daha eski rekoltelere gidiyor ve ileri sahtekarlık uygulamalarıyla elde edilen vurgunları anlatıyor.
2000’li yıllar çok uzak geçmiş değil. O dönemin en çok konuşulan konuları arasında sermaye piyasasında teknoloji şirketlerinin hisselerinin akıl almaz paralarla el değiştirmesi ve elde edilen akıl almaz servetler başı çekiyor. Bu başıboş paraların bir kısmının şarap gibi sofistike bir alana kolayca harcanması, her zaman olduğundan daha büyük bir fırsat piyasası çıkartıyor ortaya.
Bugün özetleyeceğimiz şarap vurgununun kahramanı Endonezya kökenli Rudy Kurnaiwan. Saçları arkaya taralı, sıcak bir gülüşe sahip bu Kaliforniyalı, zengin bir aileden geldiği düşünülen, lüks davetlere ev sahipliği yapan, farklı rekolteleri ayırt edebilen yetkin şarap bilgisine sahip bir şarap simsarı. Öyle ki 2006 yılında New York’ta düzenlenen bir şarap müzayedesinde 24,7 milyon dolarlık bir satış gerçekleştirerek kolay kolay tekrarlanmayacak bir başarıya imza atıyor.
Şarap dünyasında yüz yıllık ve daha eski şarapların artık binlerce dolarla ölçülen fiyatları var. Üstelik bu denli antik değeri yüksek şaraplar söz konusu olunca, şaraplar içilip tüketilmekten çok muhafaza edilmek ve çok özel durumlarda açılmak üzere satın alınıyor. Üstelik böylesi yaşlı rekoltelerin tatları ve kaliteleri konusunda değerlendirme yapmak da çok zor. Bu denli niş bir alanda kendisini konumlandıran Rudy, önünde bir fırsat dönemi olduğunu hızla fark ediyor ve oyunun ana aktörlerinden birisi haline geliyor.
Başlangıçta özellikle belli bölgeler ve markalar üzerinde yoğunlaşıyor. O’nun elinden geçen çok özel rekolteli Fransız şaraplarıyla yıldızı iyice parlıyor. Fakat insanoğlu aç gözlü. Kurnaiwan’ın satışını yaptığı şaraplar arasında bazı tutarsızlıklar olduğunu fark edenlerden ilki Domaine Ponsot şaraphanesinin başındaki Laurent Ponsot oluyor. Rudy tarafından satılan ve Domaine Ponsot’nun Clos St Denis şişeleri 1945 ile 1971 rekolteli etiketleri taşıyorlar ama ailenin üretime başladığı yıl 1982. Bununla tetiklenen araştırma bir yandan ilerlerken Amerikalı milyarderlerden Bill Koch da mahzeninde sahte şişeler olduğunu fark edip özel dedektiflerle araştırma yaptırıp olayı mahkemeye taşıyor. Olaylar birbirini izleyerek gelişiyor ve sonunda FBI tarafından 2012 yılı Mart ayında Kurnaiwan’ın evine baskın düzenleniyor. Baskında sahte etiketler, şişeler, mantarlar, hâsılı sahte şarap üretimi yapımı için gereken her şey ele geçirilip müsadere ediliyor.
Uzun lafı kısası, Rudy Kurnaiwan şarapta sahtecilikten hüküm giyip 10 yıl hapse mahkûm oluyor. 2020 yılında cezaevinden çıktıktan sonra da sınır dışı edilerek ülkesine gönderiliyor. Rudy Kurnaiwan’ın şarabın karanlık dünyasındaki tek isim olmadığı konusunda hemen herkes hemfikir. Ama bu kadar gözü pek ve izlerini gizlemekte bu kadar beceriksiz olan bir başkası henüz ortaya çıkarılamadı.