Kayra, 2004 yılında TEKEL’in özelleştirilmesiyle Türkiye pazarına giren MEY-Diageo’nun Türk pazarı için geliştirdiği şarap markası. Gerek üretim gerek dağıtım gücüyle pazarda önemli bir yere konumlanan Kayra’nın gönlümüzde taht kuran serilerinden birisine daha yakından bakalım istedik. Niye şimdi bakıyoruz diye soracak olursanız 27 Mayıs Salı günü bu serinin dördüncü ürünü olan Gamay (Fransızlar ‘game’ diye okur) için düzenlenen etkinlik hem serinin eski örneklerini hatırlamamız hem de yeni ürünle tanışmamız için güzel bir fırsat oldu.

Experimental Series / Deneysel Seriye Genel Bakış
Serinin adı aslında ne amaçlandığını anlatan net bir ifade: Bu ürünler Kayra’nın profesyonel ekibinin, satış kaygısı ve baskısı hissetmeden, adeta laboratuvar ortamında yapacağı çalışmalar için kurumsal destekle oluşturulmuş oyun alanı.
Firmaların böyle çalışmalar için destek yapabilecek güce sahip olması önemli ama daha önemlisi bu anlayış için bütçe ayırmayı anlamlı bulan yöneticilerin işin başında olması. Uzun yıllardır bu seriyi desteklemeleri ve en azından henüz, bu desteği sürdürmeleri, bizim gibi şaraba gönül verenlerin anacak alkışlayacağı bir davranış.
Serinin ilk adımı özel bir yöntemle işlenen Ambrosia idi. Ambrosia, WAYANA olarak kapılarımızı açtığımızda tükenmişti, onu menümüze koymaya yetişemedik. Daha sonra Old Vine Semillon’u gördük, o gün bugün servis ediyoruz. Önemli sürprizlerden birisi Shiluh ve Midin’den tanıdığımız Karkuş’u ‘Old Vine Karkuş’ adıyla ve natürel olarak üretmeleriydi. Bu da natürel menümüzün (bu menü neredeyse 60 çeşide ulaştı) ayrılmaz bir parçası.
Serinin dördüncü örneği olan Gamay ile yeni tanıştık ve zevkle tattık. Dağıtım başladığında ‘Kayra Old Vine Gamay’ de menümüzde yerini alacak.
Şimdi seride yer alan şaraplara biraz daha yakından bakalım.
Ambrosia
Kayra’nın Versus serisi içinde yer alan Alpagut Öküzgözü, çok uzun yıllardır bildiğimiz ve servis ettiğimiz bir şarap. Bu nedenle Alpagut Bağları’nı biliyoruz. Bu bağlarda yetişen Öküzgözü üzümüyle yapılan Ambrosia’nın şarap severlerle buluşan örneğinin öncesinde iki defa sonuç vermeyen çalışma yapılmış.
Ambrosia üretiminde dalında kurutulan Öküzgözü salkımları kullanılmış. Bunun için bağın bir bölümünde hasat yapılmamış ama salkımların dalları kırılarak üzümlere özsu gidişi durdurulmuş. Asmada yaklaşık bir ay asılı kalan salkımlar kuruduktan sonra hasat yapılmış. Anlayacağınız İtalya’nın Amorone’si gibi, dalında kurutulan üzümlerle yapılan özel bir üretim. 17 ay eski meşe fıçılarda bekletilen Ambrosia’nın alkol oranı %16’nın biraz üzerinde. Meşe fıçıların eski olması şarabın meşe etkisinin altında kalmamasını sağlamış.

Ambrosia, Yunan mitolojisinden bizlere miras kalmış. Biz faniler için değil ölümsüzler için yapılan yiyecek anlamına geliyor. Batı edebiyatının temelini oluşturan İlyada ve Odysseia destanlarında Ambrosia’yla pek çok kez karşılaşırız.
Ambrosia’nın başka rekoltesinin olmaması ‘hatırlarda böyle kalsın’ yaklaşımı mı, bilmiyoruz doğrusu. Ama biz WAYANA olarak yenisini bekliyoruz.
Bağdan Gelen Hikâye: Kayra Old Vine Semillon
Kayra’nın Semillon şarabının yapıldığı üzümlerin bağı Tekirdağ’ın Güzelköy mevkiinde. Literatürde ‘Old Vine-Yaşlı Asma’ tabiri 35 yaş ve üstündeki asmalar için kullanılıyor. Bu şarabın üzümlerini veren asmalar neredeyse iki katı daha yaşlı bu standardın: 65-70 yaş aralığında.
Semillon, Cumhuriyet’in ilk döneminde tarımsal kalkınmanın ve bunun bir parçası olarak Türk şarap sektörünün gelişmesi için ülkemize davet edilen yabancı uzmanların ülkemiz bağcılığına hediyesi. Uzun yıllar boyu yetiştirilen Semillon daha sonra cazibesini yitirmeye başlıyor ve bağlar başka amaçlarla kullanılmak üzere Semillon yetiştiriciliğinden uzaklaşıyor. Bu dönüşüme uğramayan nadir bağlardan birisini Kayra anlaşmalı bağ olarak kendi kontrolu altına alıyor. Bizim yudumladığımız şarap işte böyle bir bağın üzümünden yapılıyor.
Üretim aşamasındaki süreci de kısaca aktaralım. Hasat edilen üzümler kabuğundaki floral kimliğe hiç dokunmadan olduğu gibi preslenip fermantasyona geçiliyor. Kabuk fermantasyonu aşamasında alkol seviyesi %5’e ulaşıncaya kadar beklenerek üzümden beklenen aromaların alınması sağlanıyor. Daha sonra maya ilavesi yapılarak fermantasyonun ikinci aşamasına geçiliyor. Old Vine Semillon şarabının toplam fermantasyon süresi bir aydan daha uzun sürmüş.
Fermantasyon sonrasında şarabın bir kısmı tanka, bir kısmı fıçıya alınıyor ve yalnızca fıçıdaki kısma malolaktik fermantasyon uygulanıyor. Malolaktik fermantasyonun doğal sonucu olarak da krema yoğunluğunun daha çok hissedildiği gövdeli ve içimi daha yuvarlak bir kıvam elde edilmiş oluyor.
Kayra Old Vine Semillon birden çok rekolteyle bizimle buluştu. Adı hâlâ deneysel olsa da şarap rüştünü çoktan ispat etti.
Endemik Güç: Kayra Old Vine Karkuş Natural
Bu şaraptan bahsederken bir üreticiyi daha anmamak yakışık almaz. Midin Şarapçılık, aslında Karkuş üzümünü uzun zamandır işleyen bir Süryani şarap üreticimiz. Ülkemizin yaşadığı dalgalanmalara rağmen varlığını korumayı başaran endemik üzümlerimizden Karkuş, WAYANA menüsünde uzun zamandır Midin etiketiyle kendisine özgün bir yer edinmişti. Karkuş’a hem yeni ve farklı bir dokunuş sağlaması hem de MEY/Diageo gibi çok uluslu bir yapının destek vermesi açılarından baktığımızda Kayra Old Vine Karkuş Natural çok özel bir şansa sahip olmuş. Üretim için her şeyini ortaya koyan Kayra ekibi, önemli bir riski göze alarak kendiliğinden fermantasyonu tercih edip natürel üretim yapmaya karar vermiş. Kendiliğinden fermantasyonun getirdiği o bekle-gör sürecinin ekip üyelerinin içinde nasıl fırtınalar kopardığını tahmin edebiliiyoruz.
Karkuş, çok sert bir iklimin üzümün. Yazın kavurucu sıcakları dediğimiz zaman neredeyse 50o C sıcaklıktan bahsettiğimizi aklınızdan çıkarmayın. Aslında bu sıcakta Karkuş tanelerinin canlılığını korumasının sırrı, budama yöntemleri sayesinde yaprakların sağladığı gölgeyle elde edilmesinde yatıyor.
Her şarap kendi özgün karakteriyle güzel. Aynı bölgenin üzümüyle yapılan Midin ve Kayra Karkuşları aynı anne-babanın çocukları kadar birbirine benziyor ve onlar kadar birbirlerinden farklılar.
Yeni Bir Gamay Yorumu: Kayra Old Vine Gamay
Henüz ucundan tattığımız için değerlendirme hakkımızı saklı tutuyoruz ama Kayra Old Vine Gamay, diğer Gamay şaraplarından farklı. Gamay’ı hep hafif, taze ve meyveli olarak kabul ederiz ve bizi şaşırtmaz. Bu tattığımız örnek 45 yaşındaki asmaların bulunduğu bir bağdan geliyor. Hem asmaların hem işleme biçiminin etkisiyle olsa gerek biz gövdesiyle, tanenli yapısıyla daha kompleks tatlarla karşılaştığımız bir başka Gamay bulduk kadehlerimizde.
Fermantasyonun son bölümünde maya ilavesi yapılan bu Gamay, üzümleri aynı olsa bile diğer kardeşlerinden farklı bir segmentin üyesi. Umarız gecikmeden WAYANA menüsündeki yerini alması mümkün olur.
Şarapları Alkışladık Ama Esas Övgü Ekibe
Türkiye deneysel çalışmalar için sadece finansal açıdan değil zihniyet olarak da zorlu bir ülke. Konunun tamamen dışında ama Çetin Altan’ın bir anısına gönderme yapmazsak olmaz.
Üstat der ki: ‘Anneannemle yürürken bir gün sordum: Neden kapılar yana doğru açılır da yukarıya doğru açılmaz? Cevabı ülkemizin gerçeğini çok güzel özetler: İcat çıkartma!’
İcat çıkartmaması gerektiği tembihlenerek yetiştirilen bizlerin icat yapması zor. Sırf böyle bir fırsatı ekibine verdiği için MEY/Diageo’ya, bu fırsatı seçkin ürünlere dönüştüren başta Murat Üner ve Özge Kaymaz olmak üzere üretim ekibine ve şarabın bizlerle buluşmasını sağlayan IWSA ve Ayça Budak’a teşekkür ediyoruz.
Sayenizde moralimiz yükseldi, enseyi karartmayalım!