Bir Üzümün Peşinden
2016 yılında adı kayıtlarda olan, ama bizim şişelerde göremediğimiz için peşinde koştuğumuz endemik üzüm şaraplarımızdan birisi Horozkarasıydı. Bir üretici bu üzümü farklı bir pazar segmenti için üretmişti. Tadım için bile vermek istemediği örneği kavga döğüş aldık. Tadınca neden vermek istemediğini anladık ve doğrusu hak verdik. Neyse ki Diren Şarapları’nın Mahlep adını verdiği tatlı şarabının içinde Horozkarası üzümünün yer aldığını görüp en azından bir şarabımızda, sembolik miktarda da olsa, bulunmasına razı olup bugünlere kadar geldik.
Yeni bir şarabın kadehimizden yudumlayıncaya kadar yaşamış olduğu süreç, bir memelinin çocuk dünyaya getirmesinde yaşanan uzun sürece benziyor. Önce şarabı yapabilmek için elde etmeniz gereken nitelikli üzüm mahsulüne, sonra da ondan şarabı yapacak donanıma ve yetenekli ellere ihtiyacınız var. 26 Mayıs Pazartesi akşamı bu koşulların bir araya gelmesinin nefis bir ürünü olan Cuveé FRDN Horoskarası şarabıyla tanıştık. WAYANA’nın hasretle beklediği bu yeni ürünün, beklemiş olmamıza değmesi bizi çok sevindirdi.

Türkiye Şarapçılığının Yeni Dönemi
Yaşadığımız toprakların şarabın doğduğu topraklar olması, bizleri kendiliğinden iyi bir şarap üreticisi ülke yapmaya elbette yetmedi. Bunun hikâyesi başka yazıların konusu, biz bugünün çerçevesiyle kendimizi sınırlayalım. Türkiye’nin şaraba bakışı 1990’lı yıllarda değişmeye başladı. Cumhuriyet’in kuruluşuyla başlayıp Türk şarapçılığında devlet ve bir avuç özel üreticinin sınırlı çeşidiyle geçirilen uzun dönem, şarabın sahip olduğu ışıltının büyüsüne kapılan yeni girişimcilerin kattığı enerjiyle yeni bir döneme girdi. Adeta Türk şarap sektörü bir rönesans yaşamaya başladı. Modern Türk şiirinin dönem isimlerine atfen biz de bu döneme ‘Şarapta İkinci Yeni Dönemi’ diyebiliriz.
Bu kıpırdamalarla hareketlenen sektörümüzün özellikle son 25 yıldır yaşadığı muazzam değişim, Türkiye’nin yetkin bir üretici ülke olabilecek potansiyele sahip olduğunu tartışmasız bir berraklıkla hepimize gösterdi. Ama elbette bunun en önemli ayağı eksik: KAMU. Hükümet politikalarının sadece ihmal etmekle kalmayıp hasmane bir tutumla şaraba yaklaşması, bu sektöre emek veren herkes için büyük bir hayal kırıklığı ve talihsizliktir.
Bu ahval ve şerait içinde yine de çok güzel projelerin hayata geçirilmesi, bunlara kaynak ayrılması ve daha büyük projelerin ateşleyicisi olması, gelecek için umutlanmamıza fırsat veriyor. Ni&Ce Şaraplarının Horoskarası üzümü ve şarabını, MİRAS KİLİS Agro Turizm Projesi’nin içine zekice yerleştirmesi, bunun hepimizi heyecanlandıran seçkin bir örneği.
Horoskarası’nın Kökleri
Horoskarası üzümünün bir başka adı Kiliskarası. Üzüm adının ‘z’ ile değil ‘s’ ile, Horoskarası olarak yazılması konusundaki köken tartışmaları sürüyor. Ama biz Trakyalı kardeşi Papaskarası gibi bu üzümü de Horoskarası olarak kullanmayı tercih ediyoruz.
Ni&Ce ekibi Horoskarası konusunda derinlemesine bir dizi araştırma yapmış. Bu araştırmalar, ekibi bu alanda çalışan çok önemli bir otoritenin, Feridun Topaloğlu’nun kayıtlarına götürmüş. Feridun Hoca, ziraat mühendisi olarak mezun olduktan sonra Fransa’da Bordeaux, Dijon ve Montpellier’de önoloji eğitimi almış ve döndükten sonra Atatürk Orman Çiftliği Şarap Fabrikası müdürlüğü yapmış. Hoca’nın kayıtlarında Horoskarası, yaygın kanaatin aksine, potansiyeli olan yüksek kaliteli bir şaraplık üzüm olarak yer alıyor.
Türk bağcılık ve şarapçılığında çok emeği olan Marcel Biron tarafından 1944 yılında Kilis’teki örnek şaraphanede yürütülen çalışmalarda Kiliskarası hem kimyasal hem degüstatif yanlarıyla değerlendirilmiş ve sonuçlar Türkçe ve Fransızca olarak yayınlanan bir kitapta yer almış.
Ayrıca Topaloğlu’nun çabalarıyla küçük flüt şişelerde çevir-aç kapakla Horoskarası üretimi yapılmış ve o dönemde Türk Hava Yolları Business Class uçuşlarında Horoskarası servis edilmiş.
Şarap severlerin zihin haritasında Kilis’i bir şarap teruvarı olarak görmeleri henüz mümkün değil. Ama tarih kayıtlarına baktığımızda atalarımızın yerleşik hayata geçmesinden bu yana Kilis’in bir bağcılık ve şarap merkezi olduğunu görüyoruz. Oylum Höyük kazılarında ulaşılan karbonlaşmış üzüm çekirdekleri ve üzümün işlendiği bazalt ve kireç taşından yapılmış tekneler, üzümün ve şarabın bu yöreyle ne kadar özdeşleşmiş olduğunun kanıtı.
Oylum Höyük’le 5000 yıl öncesine uzanan Kilis şarap tarihçesi Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de kendine yer buluyor. Kendine has üslubuyla ’40 çeşit üzüm bağlarının ortasındaki şehir’ olarak adlandırdığı Kilis’in binlerce yıl öncesine uzanan yolculuğunun, Osmanlı döneminde de kesintiye uğramadığını ve bugünlere kadar geldiğini görüyoruz.
Ni&Ce ile Yeni Bir Sayfa
Harita üzerinde Kilis’e baktığımızda karasal iklimin etkisi altında olduğunu düşünürüz. Ama aslında bölge Akdeniz ikliminin etkisi altında. Horoskarası, bölgenin kırmızı renkli toprağında yetişiyor ve orta geççi; yani Ağustos sonu-Eylül başında hasat ediliyor. İçinde bulunduğumuz dönemde ağırlıklı olarak kurutularak ekonomik değer yaratan Horoskarası, doğru zamanda hasat edilmesi ve ehliyetli ellerde işlenmesi durumunda ne kadar güzel şarap olabileceğini, bizim tatma fırsatını bulduğumuz Ni&Ce’nin FRDN Cuveé şarabında gösteriyor.
Ni&Ce şarapları, marka adıyla ürününün tanıtmasının yaratacağı sıkıntıları düşünerek kurumsal üretici firması Kızılgöl Bağcılık kimliğini kullanmayı tercih etmiş, iyi de yapmış. Yaşadıkları topraklara yeni bir enerji getirmek için çıkmış oldukları uzun, ince ve zorlu yolda başarıyla ilerlemelerini görmek, bizim için büyük mutluluk olacak. Bu sürecin bizlerle buluşmasında büyük bir ekip çalışması var ama Sabriye Yersel ve Göknur Gündoğan ile onlara bu fırsatı veren kurumsal yönetim anlayışı olmasa sanki bugünlerde elde edilen başarıya ulaşmak mümkün olmazdı. Kendilerine ve ekip arkadaşlarına teşekkür borçluyuz.
Bizim WAYANA olarak görevimiz şaraba değer veren şarap severleri Horoskarası ve benzeri ürünlerle buluşturmak. Üzüm, mucizevî bir meyve, şarap da bunun en rafine örneği. Üzüm çeşitliliğinde üzerinde yaşadığımız topraklarla yarışabilen başka ülke de yok. Bu zenginliğe sahip çıkalım, bu zenginliği paylaşalım. Ülkemizi şarap dünyasında hak ettiği yere taşımak hepimizin sorumluluğu.
Teşekkür ederiz Ni&Ce Şarapları attığınız bu cesur adım için.