Thomas Jefferson
Şarap Tutkunu Bir Amerikan Başkanı
“Şarabın ucuz olduğu yerlerde yaşayan milletler sarhoş olmaz. Şarabın pahalı olduğu ve şarap yerine sert alkollü içkilerin içildiği yerlerde ise kimse ayık değildir.”
Yukarıdaki söz, başlıktan da tahmin edeceğiniz gibi, Thomas Jefferson’a ait. Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’ni kaleme alan ve A.B.D.’nin “kurucu babaları”ndan birisi olan Jefferson aynı zamanda 8 yıl süreyle başkan olarak ülkesine hizmet etmiş. Elbette ülkelerin politikaları hem dahilî hem de haricî nedenlerle zaman içinde değişimler gösterebiliyor. Şaraba yukarıdaki ifadesiyle ne kadar yakın durduğunu gördüğümüz bir Başkan’ın yönettiği aynı Amerika, 1920 yılında başlayıp ancak 1933 yılından sonlandırılan PROHIBITION (Alkol Yasağı) gibi başka bir ucube dönemi de yaşıyor. Ama bu başka bir yazının konusu.
Thomas Jefferson’ın bizim açımızdan önemi şarapla olan güçlü bağı. Jefferson şaraba pek çok açıdan bakabilen bir entelektüel. Bunların en başında şarabı bir profesyonel gibi tanıyan ve bu bilgiyi amatör bir tutkuyla yaşamı boyunca canlı tutan şarap-sever kimliği geliyor. Edindiği bilgileri, çiçeği burnunda Amerika Birleşik Devletleri büyükelçisi sıfatıyla bulunduğu Paris’teki yıllarında, birinci elden ediniyor. Bu görevi esnasında Fransa’nın şarap bölgelerine yaptığı geziler sayesinde hem yerinde gözlem yapıyor hem de üreticilerle doğrudan ilişki kurma fırsatı elde ediyor.
Jefferson’ın ikinci özelliği, kurucularından olduğu genç ülkesinin şarap potansiyelinin varlığını çok erkenden fark etmesi. İleri görüşlü devlet adamı kimliği O’na, gerçek bağımsızlığın, tarımsal alanda kendine yetmek olduğunu öğretmiş. Eğer ithalata yani başka ülkelerden gelecek ürünlere bağlı kalacak olurlarsa başlarına neler gelebileceğini erkenden fark etmiş. Bu prensibinin bir uygulaması olarak kendi arazisinin 193 dönümlük kısmını bağ olarak hazırlatıp diktirmiş. Bu girişimlerinden olumlu sonuç alamamış ama umudunu da yitirmemiş. Nitekim birkaç yıl sonra Jefferson’ın şarap konusunda iş birliği yaptığı İtalyan göçmen Mazzei, yörenin altı çeşit yabani üzümünden iki fıçı şarap üretmeyi başarmış. O zamanki macera ticari bir faaliyet olarak sürdürülmemiş olsa da aynı bölgede bugün “Jefferson Vineyards” adıyla faaliyet sürüyor.
Jefferson’ın bir şarap uzmanı kimliğiyle yaptığı öneriler, yaşadığı dönemde parmakla sayılacak kadar az eksper tarafından yapılabilirdi. Şarapla ilk tanışma dönemi geride kalıp Fransa’da edindiği deneyimlerle şarap alımı yapmaya başladığında herkese birinci önerisi alımlarını doğrudan üreticiden yapması olmuştur. Bunun temel nedeni Jefferson’ın yaşadığı dönemin şarapta sahteciliğin alıp başını gittiği bir dönem olmasıydı. Daha sonra Başkanlık Koltuğu’nda oturduğu sekiz yıllık dönemde White House için 16.500 USD (bugünün değeriyle 300-350.000 USD olduğu tahmin ediliyor) tutarında şarap alımı yapıldığı ve yapılan alımların dönemin seçkin ürünleri olduğunu kayıtlar gösteriyor.
Kendine yeten bir tarım ülkesi olması, Atatürk Orman Çiftliği, Tekel’in şarap üretimi konusunda görevlendirilmesi gibi başlıklar Mustafa Kemal ile Thomas Jefferson arasında kimi anlayış paralellikleri olduğunu düşündürüyor hemen. Belki aynı anlayışın tekrar egemen olduğu günler görürüz ileride.
Thomas Jefferson’ın bağların işletilmesi için işbirliği yaptığı Mazzei hakkında bir yazı için:
https://apelasyon.com/yazi/10/meger-izmirden-yuz-yillar-evvel-bir-yildiz-kaymis